Yarın uyandığımızda her şey sonsuza kadar değişmiş olabilir… Mutluluk üzerine kısa bir deneme-3

Yarın uyandığımızda her şey sonsuza kadar değişmiş olabilir.

Bir film sahnesi düşünelim. Uyandığımızda hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark ediyoruz ve bir daha da eskisi gibi olamayacağını…

Sevdiklerimizi bir kere daha göremeyeceğimiz bu yazının konusu değil, baştan belirteyim.

Mesela kahvaltıda yediğimiz omlet, sabah kokusu tüttüğünde yataktan keyifle kalktığımız kahve, yıllardır almayı hayal edip sonunda epey bir para ödeyip sahip olduğumuz arabamız. İşimiz…

Bir sabah düşünelim. Uyandık ve hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının ağırlığı ile ilk önce ne hissederiz? Düşünelim.

Keşke…

Birçok keşke içimizi kemirir mi? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilir, farkındayım. Ama tek bir ortak noktamız olur, ne kadar az keşkemiz olursa o kadar az kemirilir içimiz.

“Keşke farklı şekilde yapsaydım (artık o her neyse!) ya da keşke daha az harcasaydım (zaman, para, emek, sevgi, saygı…).”

“Ya nasıl olsa düzelir, düzeltirim, boş ver sonra ilgilenirim…” dediklerimiz.

Havada asılı kalmış kelimelerimiz, uzun–kısa cümlelerimiz ya da o gün önemsemediğimiz vaatlerimiz. Başkalarının hayatlarında lekeler bırakan sözlerimiz.  O sabah uyandığınızda “keşke sarf etmeseydim o lafı…” deyip geri alamayacağımız, düzeltemeyeceklerimiz. Birçok konuşmanın içinden cımbızla seçilip kulağımıza durmadan çalınanlar, geriden gelip önümüzde duran o ifadeler…

Bu yazı işte bu son paragrafta içi cız edenlere.

Yarın uyandığımızda hiçbir şey değişmeyebilir ama kırılan bir kalbin sesi her daim içimizde bir yerden kulağımıza gelmeye devam edecek.

Kalp kırmayalım. Kırarsak da parçaları toparlamak için bugün vaktimiz olduğuna sevinelim ve yarına bırakmayalım.

Yarın uyandığımızda her şey sonsuza kadar değişmiş olabilir.

About Reyhan Saygın

Benim kelimelerim var..
Bu yazı deneme içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.